Merhabalar...
Yıllar önce yazılmış olsa bile hala çok satanlar listesinde yerine koruyan " Şeker Portakalı" kitabından bahsedeceğiz kısaca.
Öncelikle belirtmeliyiz ki eğer okumadıysanız mutlaka en kısa zamanda okumanız gereken bir kitap. Küçük Zeze'nin zorlu hayatını anlatan kitap sizi Zeze'nin dünyasına sürüklüyor. Olayları sanki onunla yaşıyorsunuz ve Zeze küçük kardeşiniz gibi hissediyorsunuz. Bazen onu sıkıntılarından çekip kurtarma isteği oluşuyor içinizde. Onunla üzülüp onunla ağlıyor, küçük muzurluklarına gülüyorsunuz. Ama en önemlisi kitaptaki ana karakter Zeze kitabın yazarı: Jose Mauro . Evet yazar kendi hayatını farklı bir karakter ismiyle biraz da süsleyerek anlatıyor. Yaşanan olayların gerçek olması kitabı biraz daha hüzünlü kılıyor. Hayal dünyanızda var olduğunu zannettiğiniz o küçüğün hayatı bundan uzun yıllar önce yaşamış bir çocuğun hayatı.
Okuyucuya birçok ders veren Şeker Portakalı yazar tarafından sadece 12 günde yazılmış. Yazar kitabıyla alakalı "12 günde yazdım ama onu yirmi yıldan fazla taşıdım yüreğimde" demiştir. Sadece bu cümleden bile kitabın gerçekte ne kadar trajik olduğunu anlayabilirsiniz. Şeker Portakalı kitabı bittiğinde okuyucularda buruk bir his ve merak duygusu uyanır. Zeze bundan sonra neler yaşayacak diye merak edenler için kitabın " Güneşi Uyandıralım " ve " Delifişek " adlarında devam kitapları bulunuyor. Hikayenin sonrasında neler olmuş merak edenler Güneşi Uyandıralım ve Delifişek romanlarını okuyabilirler.
Sizler de bu kitapları okuduysanız ve düşüncelerinizi bizimle paylaşmak isterseniz alttaki kutucuklardan bizi takip edebilir ve yorum bırakabilirsiniz.
Bol kitaplı, huzurlu günler geçirmeniz dileklerimizle...:)
Biz oturduk düşündük ne yapalım diye.Sanal ortamda kendimize küçük bir yer açmak,biraz sohbet muhabbet,biraz bilgi,biraz soru-cevap..Açıkçası her telden çalmaya başlasak nasıl olur dedik.Blog açmaya karar verdik.Çocuğumuzun ismini ciltsizkitap koyduk. Kitap,film eleştirisi mi dersin,ödevler,essay'ler mi dersin..Osmanlıca,sosyoloji,psikoloji,edebiyat,sanat..Kısacası ziyaretçi ne dersen bizde o olur. Kahve içme rahatlığında tık yapacağınız güzel bir blog olacağını ümit ediyoruz.
28 Temmuz 2016 Perşembe
26 Temmuz 2016 Salı
Senden Sonra Ben
Merhabalar...
Bugün " Senden Önce Ben " adlı kitabın devamı olan " Senden Sonra Ben " hakkında kısa bir yazıyla karşınızdayız.
Jojo Moyes büyük yankı uyandıran hatta filmi çekilen " Senden Önce Ben " kitabından sonra devam niteliğinde olan " Senden Sonra Ben " kitabını kaleme alıyor. Kitap konu olarak Lou'nun Will'in ölümünden sonra hayatına nasıl devam etmeye çalıştığını ve bu yolda karşısına çıkan büyük sürprizlerden bahsediyor. Okuyucuda büyük bir merak uyandıran Senden Sonra Ben işlediği konu bakımından yine insanlara ders veriyor ve yine " Acaba ben olsam ne yapardım ? " sorusunu sorduruyor. İlk kitapta olduğu gibi okuyucu kimi zaman ağlıyor kimi zaman gülüyor. " Senden Önce Ben " kategorisinin en iyilerindendi. Bu sebeple aynı tat ikinci kitapta da aranıyor. Fakat beklentileri bu açıdan çok fazla karşılamıyor. Bir kıyaslama yapılmadığında ise gerçekten çok başarılı bir kitap ve şu an en çok satılanlar listesinde ilk sıralarda.
Bu kitapta maceraya tanınan karakterler dışında yeni karakterler de
dahil oluyor. Yeni karakterlerin her birinin ayrı bir hikayesi ve okuyuculara katacağı ayrı bir değer bulunuyor. " Senden Sonra Ben " bittiğinde ise okuyucuların yüzünde bir tebessüm bırakıyor ve devam niteliğinde üçüncü kitap gelecekmiş hissi uyandırıyor.
Eğer sizler de bu konu ile ilgili düşüncelerinizi bizimle paylaşmak isterseniz bizi takip edebilir yorumlarınızı bırakabilirsiniz...
Sevgiyle kalın :)
Bugün " Senden Önce Ben " adlı kitabın devamı olan " Senden Sonra Ben " hakkında kısa bir yazıyla karşınızdayız.
Jojo Moyes büyük yankı uyandıran hatta filmi çekilen " Senden Önce Ben " kitabından sonra devam niteliğinde olan " Senden Sonra Ben " kitabını kaleme alıyor. Kitap konu olarak Lou'nun Will'in ölümünden sonra hayatına nasıl devam etmeye çalıştığını ve bu yolda karşısına çıkan büyük sürprizlerden bahsediyor. Okuyucuda büyük bir merak uyandıran Senden Sonra Ben işlediği konu bakımından yine insanlara ders veriyor ve yine " Acaba ben olsam ne yapardım ? " sorusunu sorduruyor. İlk kitapta olduğu gibi okuyucu kimi zaman ağlıyor kimi zaman gülüyor. " Senden Önce Ben " kategorisinin en iyilerindendi. Bu sebeple aynı tat ikinci kitapta da aranıyor. Fakat beklentileri bu açıdan çok fazla karşılamıyor. Bir kıyaslama yapılmadığında ise gerçekten çok başarılı bir kitap ve şu an en çok satılanlar listesinde ilk sıralarda.
Bu kitapta maceraya tanınan karakterler dışında yeni karakterler de
dahil oluyor. Yeni karakterlerin her birinin ayrı bir hikayesi ve okuyuculara katacağı ayrı bir değer bulunuyor. " Senden Sonra Ben " bittiğinde ise okuyucuların yüzünde bir tebessüm bırakıyor ve devam niteliğinde üçüncü kitap gelecekmiş hissi uyandırıyor.
Eğer sizler de bu konu ile ilgili düşüncelerinizi bizimle paylaşmak isterseniz bizi takip edebilir yorumlarınızı bırakabilirsiniz...
Sevgiyle kalın :)
22 Temmuz 2016 Cuma
Zayıflamaya Yardımcı Besinler
Merhabalar...
Fazla kilolarından şikayetçi olan kişiler için beslenme dikkat edilmesi gereken en önemli unsurlardandır. Çeşitli diyetler, beslenme programları zayıflamak isteyen kişilerin başvurduğu yollardandır. Peki diyet yapmak ne kadar sağlıklı?
Öncelikle belirtmemiz gerekiyor ki diyet kesinlikle kişiye göre olmalıdır. Televizyonlardan ya da yakınlarınızdan duyduklarınızla diyete başlamak sağlığınız açısından büyük problemler oluşturabilir. Unutmamalısınız ki her bünyenin göstereceği reaksiyon farklıdır. Bazı diyetler tansiyon problemi olanlar için asla uygun değildir veya protein diyetleri bazı kişilerin daha hızlı kilo almasına sebep olabilir. Bunları biliyorsunuz ve yine de zayıflamak istiyorsunuz. Doktora gidecek durumunuz veya vaktiniz yok. O zaman küçük formüllerle beslenme programı oluşturabilirsiniz. Bu yazımızda sizlere kalorisi oldukça az olan doğal besinlerden bahsedeceğiz. Evet aşağıda bahsedeceğimiz besinler neredeyse 0 cal.
1- Salatalık
Salatalık bünyesinde en fazla su bulunduran sebzelerdendir. Yüksek su oranı ile 15,5 kcal . Hem doğal hem de neredeyse kalorisiz olan salatalık zayıflama serüveninizde size yardımcı olacak ara öğününüz olabilir. Bir yandan su ihtiyacınızı karşılayacak bir yandan da sizi tok tutmaya yardımcı olacaktır. Ayrıca hem lezzetli hem de herkesin ulaşabileceği bir ürün olan salatalık ara öğün olarak çok faydalı bir besin. Salatalığı tek başına tüketmek istemezseniz yoğurtla da gayet lezzetli olacaktır. Ufak bir kase yoğurda dilimleyerek veya rendeleyerek değişik bir karışım oluşturabilirsiniz. Tabi yoğurdunuzun kalori değerine göre artış da olacaktır.
2-Semizotu

Semizotu faydası saymakla bitmeyecek türden bir bitki. Biz bugün zayıflatıcı etkisinden bahsedeceğiz. Semizotu da 20,1 kcal. Hem yemeği hem salatası yapılabilen hem de çiğ olarak tüketilebilen semizotu hem şifalı hem de zayıflamaya yardımcı bir bitki. Semizotu da çiğ olarak ara öğün olabilir ayrıca yoğurtla karıştırılarak salata olarak da tüketilebilir.
3- Göbek Marul
Göbek marul yani göbek salata, salatalarımızın vazgeçilmez malzemesidir. Sofralarımızın olmazsa olmazı salatalarımızda kullandığımız bu ürün kalori değeri olarak da çok düşük. Sadece 13,9 kcal. Evet peki nasıl tüketmeliyiz? Unutmayalım yeşil bitkiler her zaman sağlıklıdır. Göbeği de ara öğün atıştırmalığımız yapabiliriz. Böylece hem sağlıklı beslenmiş hem de zayıflama yolculuğumuzda emin adımlarla ilerlemiş oluruz. Tek başına yiyemeyen kişiler çok az miktarda limon damlatırlarsa tüketmeleri daha kolay olacaktır. Değişik bir atıştırmalık isteyenler ise bir yaprağın içine çok az yoğurt ve az miktarda pul biber ekleyip tüketebilirler.
Bu yazımızda sizlere bu 3 sağlıklı ve kalori değeri az olan doğal besini tanıttık. İlerleyen günlerde zayıflamaya yardımcı olan az kalorili doğal besinleri sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz. Bizimle görüşlerinizi paylaşmak, yazılarımızdan haberdar olmak isterseniz alttaki kutucuklardan bizi takip edebilir ve yorumlarınızı bırakabilirsiniz.
Sağlıkla kalın. :)
21 Temmuz 2016 Perşembe
ROSENSE TEMİZLEME KÖPÜĞÜ
![]() |
Rosense Temizleme Köpüğü |
Bu yazımızda sizlere yine bir ürün tanıtacağız : Rosense Temizleme Köpüğü.
Bilindiği üzere Rosense markası doğal gül özlü ürünleriyle tanınıyor. Biz sizler için temizleme köpüğünü seçtik. Temizleme köpüğü sabun içermiyor. Doğal gül özü ürünün ana maddesi ve gülün güzel kokusunu ürünün kapağını açtığınız anda hissediyorsunuz. Ürün dermatolojik olarak test edilmiş ve herhangi bir alerjen madde içermiyor. Peki ne işe yarıyor?
Rosense temizleme köpüğü yüzünüzde derinlemesine bir temizlik sağlıyor. Aynı zamanda nemlendirici özelliği sayesinde ardında ayrıca bir nemlendirici ürün kullanmanıza gerek kalmıyor. Gül özü tamamen doğal olduğu için yüzünüzde gül kokusu kalıyor. Sabun kullanımından sonra olan kuruluk ve soyulma hissi asla olmuyor. Ürün cildinizin yağını emiyor ve derinlemesine nemlendiriyor. İlk kullanımınızdan itibaren yüzünüzdeki ışıldamayı, temizlik hissini ve yumuşaklığı farkediyorsunuz. Rosense köpük olarak ürettiği bu ürünüyle kullanımı da kolay bir hale getirmiş. Elinize sıktığınız köpüğü yüzünüze iyice yediriyorsunuz ve suyla yıkıyorsunuz. Ürün cildinizden yüzünüzden kolaylıkla arınıyor. Temizleme köpüğünü yüzünüz dışında aynı şekilde vücudunuza da uygulayabilirsiniz. Rosense temizleme köpüğü tüm ciltler için uygun bir üründür. Yağlı ciltlerde yağlanma veya kuru ciltlerde kuruluk hissi oluşturmuyor. Her cilt tipini iyice temizliyor, besliyor ve nemlendiriyor. Ürün fiyat olarak da uygun ve uzun süreli kullanımlar için kesinlikle tercih edilmesi gereken uzun ömürlü bir temizleyici. Hem doğal hem de etkili bir ürün istiyorsanız gül özlü bu ürün sizin için en doğru tercih olacaktır.
Sizler de düşüncelerinizi bizimle paylaşmak istiyor ve yazılarımızın devamının gelmesini istiyorsanız alttaki kutucuklardan bizi takip edebilir ve yorum bırakabilirsiniz.
Sağlıkla kalın... :)
20 Temmuz 2016 Çarşamba
Üniversite Tercihlerinde Dikkat Edilmesi Gerekenler
Merhabalar...
ÖSYM tarafından üniversite yerleştirme puanları açıklandı ve öğrencileri tercih heyecanı sardı. " Hangi üniversiteyi tercih etmeliyim ? Tercihlerimi neye göre yapmalıyım ? Hangi bölümü seçmeliyim ? " gibi nice sorular öğrencilerin aklını kurcalamaya başladı. Biz de bu soruları yanıtlamaya çalışacağız.
Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki daha sınava girmeden önce kendinize bir hedef belirlemiş olmalısınız. Kendi ilgi alanlarınıza ve kişisel yeteneklerinize göre bir meslek hayatı planlayıp sınava öyle girmiş olmanız en doğrusuydu. Eğer bir hedefiniz olur ve ne istediğinizi bilirseniz tercih sizin için hedeflerinize ulaşmadaki en kolay ve son basamak olacaktır. Yine de bir hedefiniz henüz yoksa bu yazıdan sonra kafanızda bir şeyler canlanacaktır.
Zorlu sınav dönemini atlattınız ve sırada sizi bekleyen üniversiteler var. Yukarıda bahsettiğimiz gibi ilk olarak istediğiniz bölümü kafanızda oturtmalısınız. Meslek ve bölüm seçerken başkalarının istekleri değil sizin istekleriniz ön planda olmalı. Üniversite hayatı uzun bir süreç ve bu süreci sevmediğiniz bir bölümde geçirmek dahası sevmediğiniz bir meslekte kariyer yapmaya çalışmak çok daha zor olacaktır. İstediğiniz bölüme karar verdikten sonra üniversiteye hangi şehirde gitmek istediğinize karar vermelisiniz. Ülkemizin neredeyse tüm illerinde üniversiteler var. İsterseniz bulunduğunuz şehirde isterseniz başka bir şehirde üniversite okuma şansına sahipsiniz. Eğer bir şehir sınırlamanız yoksa tercih kısmı sizin için daha kolay olacaktır çünkü geniş bir portföyünüz var. Temel kararları verdikten sonra artık tercihlerinizi nasıl sıralayacaksınız ona bakalım ?
Puanınız ve sıralamanız tercihlerinizde belirleyici etkendir. Öncelikle bunları iyice kavramalısınız. Tercih listenizde en üst sıraya istediğiniz fakat girmenizin biraz daha zor olduğu üniversiteleri yazın. Daha sonra sıralama ve puanınızın yakın olduğu üniversiteleri yazın. Olası bir aksi durumla karşılaşmamak için alt sıralara da gitmeyi daha az istediğiniz üniversiteleri yazın. Böylece tercihleriniz daha sağlıklı bir hal alacak ve açıkta kalma ihtimaliniz oldukça azalacaktır. İlk tercihlerinizde kazanamazsanız üzülmeyin Ösym sizler için ek tercih imkanı sunuyor. Ek tercihler sayesinde bir şans daha elde etmiş oluyorsunuz.
Tercihleri nasıl yapacağınızı anlattıktan sonra üniversite seçerken hangi özellikleri göz önünde bulundurmalısınız ondan bahsetmek istiyoruz. Öncelikle okulun eğitim kadrosunu araştırmalısınız. Daha sonra bölümünüzün kampüsüne ulaşımı kontrol etmelisiniz. Uzun bir süre boyunca gidip geleceksiniz, bu sebeple eğer yurtta veya okula yakın bir yerde eve çıkmayacaksanız ulaşım sizin için en önemli unsurlardan. Bunlar dışında üniversitenin sosyal yaşamı, faaliyetleri, size sunduğu imkanlar da çok önemli bunları da iyice araştırmalısınız. Son olarak size bir ipucu vermemiz gerekirse bir üniversiteyi tanımanın en iyi yolu okulun öğrencilerinin bulunduğu sosyal medya grupları, şikayet sayfaları ve forumlardır. Buralardan üniversitede okuyan öğrencilerin yorumlarını görerek okul hakkında en doğru bilgilere ulaşabilirsiniz.
Aklınıza takılan soruları bize sorabilir, tercih serüveninizi bizimle paylaşabilirsiniz.Bunun için yapmanız gereken aşağıdaki kutucuklardan bizi takip etmek ve yorum bırakmak.
Mutlu kalın :)
Ciltsiz Kitap |
Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki daha sınava girmeden önce kendinize bir hedef belirlemiş olmalısınız. Kendi ilgi alanlarınıza ve kişisel yeteneklerinize göre bir meslek hayatı planlayıp sınava öyle girmiş olmanız en doğrusuydu. Eğer bir hedefiniz olur ve ne istediğinizi bilirseniz tercih sizin için hedeflerinize ulaşmadaki en kolay ve son basamak olacaktır. Yine de bir hedefiniz henüz yoksa bu yazıdan sonra kafanızda bir şeyler canlanacaktır.
Zorlu sınav dönemini atlattınız ve sırada sizi bekleyen üniversiteler var. Yukarıda bahsettiğimiz gibi ilk olarak istediğiniz bölümü kafanızda oturtmalısınız. Meslek ve bölüm seçerken başkalarının istekleri değil sizin istekleriniz ön planda olmalı. Üniversite hayatı uzun bir süreç ve bu süreci sevmediğiniz bir bölümde geçirmek dahası sevmediğiniz bir meslekte kariyer yapmaya çalışmak çok daha zor olacaktır. İstediğiniz bölüme karar verdikten sonra üniversiteye hangi şehirde gitmek istediğinize karar vermelisiniz. Ülkemizin neredeyse tüm illerinde üniversiteler var. İsterseniz bulunduğunuz şehirde isterseniz başka bir şehirde üniversite okuma şansına sahipsiniz. Eğer bir şehir sınırlamanız yoksa tercih kısmı sizin için daha kolay olacaktır çünkü geniş bir portföyünüz var. Temel kararları verdikten sonra artık tercihlerinizi nasıl sıralayacaksınız ona bakalım ?
Puanınız ve sıralamanız tercihlerinizde belirleyici etkendir. Öncelikle bunları iyice kavramalısınız. Tercih listenizde en üst sıraya istediğiniz fakat girmenizin biraz daha zor olduğu üniversiteleri yazın. Daha sonra sıralama ve puanınızın yakın olduğu üniversiteleri yazın. Olası bir aksi durumla karşılaşmamak için alt sıralara da gitmeyi daha az istediğiniz üniversiteleri yazın. Böylece tercihleriniz daha sağlıklı bir hal alacak ve açıkta kalma ihtimaliniz oldukça azalacaktır. İlk tercihlerinizde kazanamazsanız üzülmeyin Ösym sizler için ek tercih imkanı sunuyor. Ek tercihler sayesinde bir şans daha elde etmiş oluyorsunuz.
Tercihleri nasıl yapacağınızı anlattıktan sonra üniversite seçerken hangi özellikleri göz önünde bulundurmalısınız ondan bahsetmek istiyoruz. Öncelikle okulun eğitim kadrosunu araştırmalısınız. Daha sonra bölümünüzün kampüsüne ulaşımı kontrol etmelisiniz. Uzun bir süre boyunca gidip geleceksiniz, bu sebeple eğer yurtta veya okula yakın bir yerde eve çıkmayacaksanız ulaşım sizin için en önemli unsurlardan. Bunlar dışında üniversitenin sosyal yaşamı, faaliyetleri, size sunduğu imkanlar da çok önemli bunları da iyice araştırmalısınız. Son olarak size bir ipucu vermemiz gerekirse bir üniversiteyi tanımanın en iyi yolu okulun öğrencilerinin bulunduğu sosyal medya grupları, şikayet sayfaları ve forumlardır. Buralardan üniversitede okuyan öğrencilerin yorumlarını görerek okul hakkında en doğru bilgilere ulaşabilirsiniz.
Aklınıza takılan soruları bize sorabilir, tercih serüveninizi bizimle paylaşabilirsiniz.Bunun için yapmanız gereken aşağıdaki kutucuklardan bizi takip etmek ve yorum bırakmak.
Mutlu kalın :)
19 Temmuz 2016 Salı
Otacı Çam Katranlı Kükürtlü Sabun
![]() |
Otacı Sabun |
Bugün sizlere çam katranlı kükürtlü sabun hakkında bilgi vereceğiz.
Çam katranlı kükürtlü sabun ne işe yarar ? Faydaları nelerdir ?
Kükürtlü sabun sivilcelere uyguladığı doğal tedavi ile bilinir. İşin içine çam katran özü girince ise sivilcelere, kepeklere, saç dökülmelerine iyi geldiği söyleniyor. Kükürt sebebiyle kokusuna dayanmak biraz güç. Eğer saçlarınızda kepek, yağ ve dökülme problemi varsa denemeye değer bir ürün. Kurutucu özelliği ile saçlarınızdaki yağ ve kepeği azalttığını ilk kullanımdan itibaren görebilirsiniz. Eğer saçlarınız sabuna alışık değilse ilk kullanımınız da sabun saçlarınızı keçe gibi yapabilir ama güzelce tarayarak saçlarınızı açabilir eğer tarayınca açılmadıysa sprey saç açıcı sulardan kullanarak hem saçlarınızı yumuşatabilir hem de karışıklıktan kurtulabilirsiniz. Daha sonraki kullanımlarda saçlarınız sabuna alışmaya başlayacaktır. Kepek ve yağ dışında saç dökülmelerinizin de azaldığına şahit olacaksınız. Kükürtlü sabunu saçınızdan iyice durulamaya da özen göstermelisiniz.
Çam katranlı kükürtlü sabun aynı zamanda sivilceleriniz için de faydalı bir ürün. Kurutucu özelliği sivilcelerinizi zamanla kurutacak ve en aza indirgeyecektir. Sabunu günde iki kez temiz yüzünüze köpürterek sürüp 2 dakika kadar yüzünüzde bekletip iyice durulamalısınız. İlk kullanımlarınızda sabun sivilcelerinizi kusturacaktır sakın paniğe kapılmayın. Bu sabunun işe yaradığını gösterir. Sonraki kullanımlarınızda sivilcelerinizin kuruduğunu gözlemleyeceksiniz. Yalnız belirtmeliyiz ki eğer kuru bir cildiniz varsa kükürtlü sabun cildinizi daha da kurutacaktır. Bu sebeple sabun cildinizde ciddi bir kuruluk yaparsa kullanım sonrası nemlendirici bir ürün veya gül suyu ile cildinizi nemlendirebilirsiniz.
Her cilt tipi farklıdır ve ürünlere farklı reaksiyonlar gösterebilir. Sizler de çam katranlı kükürtlü sabun hakkında deneyimlerinizi bizlerle paylaşmak isterseniz alttaki kutucuklardan bizi takip edebilir ve yorum kısmından deneyimlerinizi ve sorularınızı paylaşabilirsiniz.
Sağiıklı ve mutlu kalın... :)
13 Temmuz 2016 Çarşamba
Learn Photo Editing (view mobile)
learn edit
Nowadays we all taking a lot of photos, Of course, many of us are doing this for amateurish. Do you need to continue it in this way? Don't you can be a professional ?why don't you know learn edit after we taking photo we are trying to seems good with filters, or most of time use intagram :) Most of the people making edit photos , but predominant part of people don't know how to use and beaing beautifull. All people same created just different face and gestures. with the help of Learn photo editing , it is more relax to put your photo in internet . Before you read it maybe be it was hard to shape your photo but i think it is easy now. it is very good you will suprize when you start to shape your photo and it's cheep just look at learn edit. clik and see .
Nowadays we all taking a lot of photos, Of course, many of us are doing this for amateurish. Do you need to continue it in this way? Don't you can be a professional ?why don't you know learn edit after we taking photo we are trying to seems good with filters, or most of time use intagram :) Most of the people making edit photos , but predominant part of people don't know how to use and beaing beautifull. All people same created just different face and gestures. with the help of Learn photo editing , it is more relax to put your photo in internet . Before you read it maybe be it was hard to shape your photo but i think it is easy now. it is very good you will suprize when you start to shape your photo and it's cheep just look at learn edit. clik and see .
The Effect of Cellular Phone on Cancer
Türkiye’de Cep Telefonu
Kullanımının Kanser Üzerine Etkisi
Turkiye
Klinikleri J Med Sci 2008;28(6):933-41
The most comprehensive studies made on human
until today ,the
effects of cancer on using mobile phone is concluded in changes of usage time
and depends on ages. (1)
Is
there any time variable (using cell phone time) with using cell phone to being
cancer?
If
people use cell phone too much it can be leads to cancer. It is important to
examine the long-term using phone.
Younger people more using cell phone than adult people, and it can be more risk
for their health.
Yes,
there is a time variable, because ex. More using cell phone’s people, we can
see a lot of effect of radiofrequency. Their body’s some property,
remedial hormones decline. Association was
found between cellular phone use and cancer risk. The formation of
disease of cancer is one of the phone, after the using cell phone for a long
time , is very important to examine. A large part
of the studies until today less than 10 years in the use of mobile phones has
been investigated over cancer. at least 10 years have been examined the effects
of cell phone use to as a result of this review found to increase the risk of
diseases. . Cell culture studies showed that
the epigenetic potential of radiofrequency energy was also limited, for better
examination, we should research long period we need time, for to achieve
accurate results.
So, if we use the cell phone, a lot of , maybe we can be have a
more unhealthy and more risk for cancer.
ardell L, Carlberg M, söderqvist F, Mild KH,
Morgan LL. Long-term use of cellular phones
and brain tumours: increased risk associated
with use for > or =10 years. Occup Environ
Med 2007;64:626-32
Cell phone using harmful for health (new’s
website)
“When we talk with
mobile phones, our brain cell’s are beginning to die cause of microwave
radiation.”
What is the harmful effect to using cell phone for people sexual
life?
According to Istanbul Kadir Has University says; cell phone
is unhealthy for human. They are talk about cell phone in the conference radioactive
radiations damage to sperm , About 2 hours a day using mobile phones is running
out of sperm in men config , if you use cell phone more than 2 hours – for
example 4 hours your number of sperm would be more decrease . On the other hand
cell phone use during pregnancy, the baby can effect their DNA and
memory."If you use cell phone very closer to ear, more than 50 minutes to
be kept in close proximity can lead to brain damage. (2) There were
to variable here I think, one of them time variable that, if people use cell
phone so much, their brain would be damage. It can be change time to time using
cell phone. Second variable is gender. Especially, when woman became pregnant,
their babies would be under danger.
Using cell phone can be useful for people life
but it should use for necessary situation. The most important thing is health
for human life and technology’s bad effect damage people health. Moreover
people begin to be lazy. They go out anywhere because they can reach their
target with internet and they can reach everything with their smart phones. If
they want to sell something from a factory they don’t have to go to this
factory. They can use their phone and they can shop easily with
credit card. At the same time using cell phone can be useful for human life
because some people don’t have more waste time and they prefer to internet
shopping. Cell phone using also good affect, also bad..
Bibliography;
(1 ) Turkiye Klinikleri J Med Sci 2008;28(6):933-41
ardell L, Carlberg M, söderqvist F, Mild KH,
Morgan LL. Long-term use of cellular phones
and brain tumours: increased risk associated
with use for > or =10 years. Occup Environ
Med 2007;64:626-32
Conclude
, there were two type knowledge, one of them interest with academic article, the
other is interesting with news website. there same similarities and differences
between article and news writing. First article talk about the effect on the
cancer of the phone, in this paragraph there were more supporting detail than
news website and more effectively. The both paragraphs talk about using cell
phone harm .However there were similarities something ex. Some times when you
read those paragraphs there was a research, both of the essays talking about
benefits and losses those two paragraphs they have research question and
answer. I liked a article writing because there were more explanatory than news
and most people agree that and it should be precise. There were more source, but
in the new can be change after because
news , can change most of the time , news writer do not need to be hard like
article. as a result I like article writing ,even more difficult to do write
article. Finally , we should less use cell phone for people health.
Etiketler:
cancer,
cell phone,
effect,
harmful,
mobile phone
12 Temmuz 2016 Salı
Makale yazarak nasıl para kazanılır?

Özellikle yazmayı seven kişilerin ilk düşüncesi makale , içerik yazarak nasıl kazanabilirim oluyor. Biz de biraz kendi tecrübelerimizden biraz da öğrendiklerimizden yola çıkarak bu konu hakkında bilgi vermeye çalışacağız.
Klasik olarak şöyle başlayacağız söze: Makale yazmak her ne kadar kolay gibi görünse de aksine zor bir iştir. Evet. Göründüğü kadar kolay değil çünkü yazdığınız her makalede bir farklılık ortaya koymanız gerekiyor. Yine de az biraz yazmayı seviyorsanız deneyebileceğiniz bir iş. Ama makale yazarken kendinizi tekrar etmemeli ve kopya içerikten uzak durmanız en önemli şartlardan. Özellikle bu iş için kurulmuş sitelerde belirli programlarla yazılarınızdaki kopyalar tespit ediliyor ve makaleniz kabul olmuyor.
Peki makale yazarak gerçekten para kazanılabilir mi ?
Sakın en az aylık asgari ücret kadar para kazanırım diye düşünmeyin. Üzgünüz ama bu basit bir kandırmacadan ibaret. Evet belki uzuuuuuuunca bir süre sonra kazanabilirsiniz ya da gerçekten iyi bir firma veya siteyle çalışırsanız kazanma şansınız var. Tabi bunun için işin uzmanı olmanız gerekiyor. İyi bir referansınız yoksa, bu işe yeni başladıysanız ancak ufak bir cep harçlığınız olabilir.
Akmasa da damlar diyerek bozulan moralinizi düzeltin lütfen. Size uygun siteleri araştırarak makale yazmaya başlayabilir ve bir şekilde para biriktirebilirsiniz. Bu sizin için temel bir işten ziyade ek iş olacaktır ya da hobinizden para kazanmak gibi bir şey.
Size demek isterdik ki 100 kelime yazıyorsunuz ve 5 tl kazanıyorsunuz. Maalesef 100 kelime 1 tl olan bir site bulursanız kaçırmayın bile. Genel olarak ücretlendirme 200 kelime 1 tl olarak gözüküyor piyasa da.
Tabi bu makale yazmayı geçim kaynağı olarak gören ve bu işten iyi paralar kazanan kişiler de yok değil. 100 kişiden kaç tanesidir derseniz 10 ? 6? 4? Sanıyoruz ki 2 kişiden fazla bulamayız. Ama siz diyorsanız " yok ya ben makale yazarak gayet güzel paralar kazanıyorum. " Şey ziyaretçi acaba bizimle paylaşır mısın nasıl oluyor o iş ?
Takip butonlarından bizi takip edebilir, bu konu hakkında düşüncelerinizi yorum kısmından bizimle paylaşabilirsiniz. Biz bu konu hakkında sizlere yardımcı olmaya devam edeceğiz...
Mutlu, huzurlu, sağlıklı, sevgili ve hayırlı günler geçirmeniz dileklerimizle... :)
Etiketler:
ek,
iş,
makale,
makale yazarak nasıl para kazanılır,
para
Science as a Vocation
The same logic appeares in the Science as a Vocation article. As
workchanged its nature with the Protestant ethic, it became a calling.
Soscientific activity was like a calling, it was not a job, not an occupation, not a career, but after the capitalism affected the whole areas of life, it changed. Weber, asks questions like “Why people do science? Whats the purpose?” Science is like an art, it has meaning only when it is done with passion. But, in a bureaucratic society, the universities are working like factories,which just produce information. Teacher, just transfers information to the students, it is like a copy-paste document, small copies of the same document.Students
become mimetic.
"As society shifted to rational way of thinking, knowledge become on of main elements of social relations. Knowledge become a power,scientific
knowledge as an authority. The product of knowledge become bigger, it covers whole aspects of life. It is producing new social relations, alters the previous social relations. Also, the legitimate knowledge is related with legitimate power, or legitimate authority.And as
a part of capitalist society knowledge is a source of capital. Here we can also mention about, a new phase after industrialization is transmission to information society, or post-industrial society.
Companies like Google, Microsoft, Apple and Yandex who are selling not real, physical commodity but a digitalized products became the most powerful holders of capital.
note: first year in university notes...
Proletarians and Communists
İn this part communism tell us a lot thin for bourgeois. Communism all the time say , they are proletarians class , they are working all the time and they do not get the what they deserve .Communism want to bourgeois's to the destruction of sovereignty ,They talked want to be the collective.We can talk about property , they says The distinguishing feature of Communism is not the abolition of property generally, but the abolition of bourgeois property. They want Abolition of private property. The communist ideas always defend to be equality. Nobody will not be a rich than someone . No body will not work for some one . There will be not class differences.
Ex for the communism
George Orwell,Animal farm, talk about communism. Each animal are equal . Pige provokes the other animal , And effect all of them To their freedom , they starting to be work together , they decided some rules . But pig wants to be a Leader after a while ,pig for your own property ,equality wil be distorted.Rules are changing. But others animal generally could not understand which has changed the rules.finally they are understood that. 'All animal equal but some animals are more equal than others '
Communism says all the time , every one should be equal , there is no private property, if you are work hard you are equal Also some One work less than you but he also equal . Some time communism can be good but I like bourgeois system, if I hardworking, I should be private, than less working people. Everyone has a different features, some one can be speaks well , some one clever , some one strong. , monkey can be clim to tree, but fish , dog , griffe or crocodiles can not climb to tree it's not a equal test . Every one has a different features, and different features brings private property, private property brings bourgeois, and capitalism.
note: first year in university notes...
10 Temmuz 2016 Pazar
Senden Önce Ben
Kitaplar herkese farklı dünyaların kapılarını açar. Her okuyucu farklı bir hayal gücüyle karakterlere farklı anlamlar yükleyebilir. Ya da yazar her ne kadar tanımlamış olsa da herkesin zihninde canlandırdığı karakter farklı fiziksel özellikleri barındırabilir. Burada yazarın kitapta sınırları ne kadar belirlediğinin de bir payı vardır
elbette.
1 ay öncesinden afişleri, fragmanları yayınlanan bir film var. Yaklaşık 2 hafta önce de vizyona girdi. " Senden Önce Ben " Film Jojo Moyes imzalı aynı adlı kitabın uyarlaması. Kitap aslında 2012 yılında basıldı. Basıldığı dönemde de okuyucu tarafından büyük bir ilgi gördü. Filmin adını duyurmasıyla kitap tekrar popülarite kazanmış durumda. Kullanılan dilin samimi oluşu aynı zamanda akıcı konusu okuyucuda bir an önce okuyup sonunu öğrenme isteği uyandırıyor. Bir çırpıda okunan kitap sonunda okuyucuların gözlerinde yaşların birikmesine neden olan cinsten.
" Senden Önce Ben " adlı kitap bir kaza sonucu felç kalmış otuzlu yaşlarında bir adamın ( Will ) ve kafedeki işinden ayrılmak zorunda kalmış, iş arayan 26 yaşındaki genç kızın ( Lou ) hayatlarının birbiriyle kesişmesi ve beraberinde yaşadıkları olayları konu alıyor. Konusunun trajikliği de okuyucunun zihninde sık sık " Ben olsaydım ne yapardım ? " gibi soruları oluşturuyor. Zaman zaman karakterlerle ağlıyorsunuz zaman zaman da onlarla beraber gülüyorsunuz. Bir de bakmışsınız Lou ve Will'in hayatında kendinize bir yer edinmişsiniz.
Kesinlikle okunmaya değer bir kitap. Eğer kitap kurduysanız ve film versiyonunu izlemediyseniz önce kitabı okuyup daha sonra filmi izlemek sizin için daha doğru bir karar olacaktır.
Kitabı okuduysanız veya filmi izlediyseniz bu yazının altında bulunan takip butonuna tıklayarak bizi takip edebilir, yorum kısmında da düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz.
Sağlıklı, mutlu, huzurlu, sevgili ve hayırlı günleriniz olması dileklerimizle... :)
AmazonBasics Apple Certified Lightning to USB Cable - 6 Feet (1.8 Meters) - White
The biggest problem of the smart phone is chargers are quickly die. Especially for people who are very busy with a phone, a charger quality is an important requirement. IPhone users rather than pay high sums to the original charging cable, the same quality cable is available by in amazon , you can clicking here and choose one.
9 Temmuz 2016 Cumartesi
Ciltsiz Kitabımızın Hikayesi
Bu yazı hem bizim çocuğumuzun hikayesi hem de blog nasıl açılır , blog açarken nelere dikkat etmek gerekir gibi soruların samimi cevabı. Buyrun okuyun...
Biz oturduk düşündük ne yapalım diye...
Bunca sanal ortamda kendimize küçük bir yer açmak için, biraz sohbet muhabbet, biraz bilgi, biraz soru-cevap... Açıkçası her telden çalmaya başlasak nasıl olur dedik. Ve blog açmaya karar verdik. Bir de bunun için oturduk düşündük, neymiş isim yapmak lazımmış, isim önemliymiş, öyle geliyormuş insanlar. He bir de bu işte harçlık da varmış.
Ne harçlık mı ? Para mı kazanılıyor ? Ooo tamam o zaman hemen isim bulalım dedik. Nedir bu isim ? Nasıl olsun ? Bunun da kaideleri varmış. Dedik ki: Şimdi bir kere farklı olsun, düşündürsün. Gelenler hem anlam çıkarsın hem çıkaramasın. Hem sevsin hem de uyuz olsun. Sonunda verdik kararımızı. Aaa bir de baktık ki bizim bulduğumuz isim zaten alınmış bir başkası tarafından. İstediğimiz ismi düşünmüşler, pek farklı da değilmiş demek ki. Bir süre uğraştık sonra bir anda öyle ağızdan ciltsizkitap çıktı. Baktık hoş oldu, güzel oldu. E tamam bu olsun dedik. Çocuğumuzun ismini ciltsizkitap koyduk.
Kitap ve film eleştirisi mi dersin, ödevler, essay'ler mi dersin... Yoksa faydalı bitkiler, esnaf günlükleri, iktisat, sosyoloji, psikoloji, edebiyat, sanat... Sonra bir de bunların İngilizce versiyonları olacak. Yani kısacası ziyaretçi ne dersen bizde o olur.
Biz ciltsizkitap'a başladık. Kahve içme rahatlığında tık yapacağınız güzel bir blog olacağını ümit ediyoruz.
Bu arada yeni başlayanlar için küçük bir bilgilendirme yapayım. Biz yeni öğrendik. Google da böyle belli kelimeleri ek almadan yalın bir şekilde birkaç kez yazınca güzel oluyormuş. Ona da anahtar kelime diyorlarmış. Anahtar kelime olunca da " SEO " ya uygun oluyormuş makalelerin. Biz öğrendik, senin de aklında bulunsun.
Mutlu, huzurlu, sağlıklı, hayırlı günler geçirmen dileğiyle...
8 Temmuz 2016 Cuma
Sorular
Sorular...
Aklımıza her daim takılır bu sorular... Bazen hayatımız bir sorudur, bazen merak ettiğimiz mevzular... Bazen bir yemek tarifi takılır aklımıza, bazen çok eskiden dinlediğimiz bir şarkı ya da bir film... Kimi zaman unuturuz da sorarız kendimize sahi akşam ne yemiştik biz? Peki her sorunun var mıdır bir cevabı? Tüm cevaplar bizde mi saklıdır acaba? Belki de bazen ciltsiz bir kitaba ihtiyacımız vardır.
Nedir bu ciltsiz kitap?
Merhaba, ciltsizkitap bazen bir sorunun cevabı bazen de öğrenmek için en büyük yardımcı.
Zaman zaman ödevlerin yardımcısı zaman zaman da sağlıklı olmanın ciltsiz kitabı. Bazı anlarda ise hayatın püf noktaları.
İlla ciltli, gösterişli bir kitap da değildir aradığımız soruların cevabı. Ciltsizkitabın da içinde bir hazine vardır belki de... E madem öyle ne yapmalı? Sabretmeli, beklemeli en doğru zamanı.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)